İstanköy’ün yakın çağımızdaki yerleşimcileri genellikle Latinler ile Helen’ler olmuşlar. Osmanlı’nın Rodos Şövalyeleri’nden adayı devr almasıyla Türk yerleşimi başlamışdır. Önceleri Türk nüfusunu, gönüllüler denilen ve sadece kale içinde yerleşik bir toplum ile adayı korumaya ve idareye yönelik görevlendirilmiş memur ile askerlerden ve bunların ailelerinden oluşmuştur. Daha sonraları, Osmanlı hakimiyetinin vermiş olduğu güven ve ticaret yollarının kesişmesinden dolayı, Mora’dan, Kerme (Datça ve Gökova Körfezi bölgesi) körfezinden, Kuzey Ege adalarından gelen yerleşmeciler ada Türk nüfusunu oluşturmuştur. Yine Batı Anadolu’da yerleşmiş olan Boz-ulus Türkmenlerinin bir grubun adaya (Liman bölgesi ve Pili civarına, 1673) yerleşdikleri bilinmektedir. 1’800’lü yılların sonlarına doğru, Yunanistanın bağımsızlığını elde etmesi ile, kuzey Ege ve işgal edilen adalardan da bir kısım Türkler adaya yerleşmişlerdir.
Belli başlı Türk yerleşimlerinden olan Pili’deki Türk nüfusunu, 17.yy’da Konya’dan gelen 135 hane Türk’ün yarısının yerleşimi oluşturmuştur. Türk Pili köyü günümüzde Konyalı Köyü anlamına gelen “Koniario” olarak da adlandırılmaktadır. Konya’dan gelen diğer Türkler ise, şehire daha yakın olan Bilezikli (Beleziki) bölgesine yerleşmişlerdir. Pili’ye yerleşen Türkler çobanlıkla uğraşmışlardır. Pili’de 1 camii ve 2 mezarlık bulunmaktaydı. Bu caminin son imamı Tığlı Dede’dir[1].
Kefaloz bölgesine yerleşen Türkler, Filibe bölgesinden gelen Gagavuz Türklerindendirler[2]. Zamanında 62 hane nüfüsa sahipdiler. Boyları kısa ve tıknaz yapıdaydılar. Filibe’li Türk nüfusu genelde Nazilli’ye göç etti. Bu göçten sonra az sayıdaki Türk nüfusu Pili’de kalmaya devam etti. Ancak bunlar da son yıllarda şehre göç ettiler[3]. Kefaloz’da kale içinde Aktepe Camisi adı verilen cami günümüzde bulunmamaktadır.
Bir aralık 100’000’leri bulan nüfus, sıkı vergi politikaları yüzünden 10’000’lere gerilemiş, 1850’lü yıllarda, adaya talebi arttırmak için gazetelere ilanlar dahi verilmiş, ücretsiz toprak ve ev verileceği vaadlerinde bulunulmuşdur.
1896 yılında Girid adasındaki isyandan ve soykırımdan kaçan Türkler, 1898 yıllarndan itibaren, özellikle 1908 yıllarında İstanköy’ün Kumburnu mevkiine yerleştirilmişlerdir. Burada inşa olunan mahallelerde özellikle Girit’in SİTİA ili ve Kandia şehirlerinden gelen Türkler yerleşmiştir. Girit adasının, Kavusi Mirabelo Spinaloga adasından, Lerapetra ve Kandia şehirlerinden gelenler ise, Germe Kasabasına yerleştirilirler. Menzaluna kasabasından gelenler ise adanın dağlık kesimlerinde konumlandırılarak çobanlıkla uğraşmışlardır. 408 hane Hanya’lı Türk İstanköy’e, 300 hane de Bodruma yerleştirilmiştir.
İtalyan’ların adayı igali ile, müslüman toplum üzerinde oluşturulan baskılar, adadan ana karaya geri göçleri başlatmışdır. İlk dönenler ağırlıklı olarak İstanbul, İzmir ve Bodrum’a yerleştiler.
İkinci Dünya savaşının bitmesi, adaların Paris Anlaşması ile Yunanistan’a devri ile adadan göçler dahada hızlanmışdır. Bu göç periyodunda, ağırlık yine İstanbul, İzmir ve Bodrum’a olmuştur. Nazilli, Aydın, Muğla, Ankara, Salihli, Söke de diğer göç alan yerlerdir.
Ada Türk Nüfusunun değişiminden kesitler verecek olursak[4]:
1523 tarihli tahrirde: 1’000.
1590’larda: 2’000.
1670’lerde: 4’000.
1711 tarihli tahrir defterie göre: 690.
1800’lerde: 2’000.
1831 Salnamesinde: 1’356.
1885 Salnamesinde: 2’366.
1904 Sayımında: 3’765[5]
1909 Sayımında :4’000,
1911 Sayımında: 4’000,
1912 İtalyan sayımında: 4’700.
1922 İtalyan sayımında:  4’488.
1931 İtalyan sayımında: 2’715.
1947 Yunan sayımında: 1’816.
1966 Yunan sayımında yaklaşık: 1’300.
Bu sayı günümüzde 1’437’dir.
 
İstanköy’deki Musevi mevcudiyeti[6]: İkinci Dünya Savaşından evvel, adada yaşayan az sayıda Musevi nüfusu da mevcuttu. Bu nüfusla ilgili bilgiler ekteki Salnamelerde bulunmaktadır. Germe yolu üzerindeki Türk mezarlığına gelmeden önce görülen Musevi Cemaati mezarlığı, bir zamanlar oldukça çok sayıda Musevi’nin burada yaşamış olduğunun göstergesidir. 1944’de Naziler’in zulmunden kaçamayan 120 Musevi Rodos’a gönderilerek, Rodoslu Musevilerle birlikte infaz edilmek üzere Almanya’ya götürülmüşlerdir. Harpten sağ kurtulmayı başaran bir tek Musevi, dindaşlarından kalan gayrimenkulleri 1970’lerdeki turizm faaliyetlerinin başlamasıyla çok düşük bir fiyata satarak, adadaki Musevi varlığının sonunu getirmiştir. 1944’de terk edilen mevcut tek Sinagog, son senelerde gördüğü restorasyondan sonra belediyece çok maksatlı bina olarak kullanılmaya başlanmıştır[7].
 
 
 

[1], [2] Mazlum Payzanoğlu arşivi.
[3] Bastıyalı, Mehmet; “Rodos ve Onikiadalar Tarihi”, 1999, İzmir.
[4] Kaynaklar: Salnameler, Taşkıran, Dr. Cemallettin-; Oniki Ada'nın Dünü ve Bugünü, Gnkur. ATASE Yayını, Gnkur. Basımevi, Ankara 1996.  Nart, Mine: VVI.YY’da İstanköy.
[5] Kaynak: Koako Panopama 1900-1948 adlı eserden.
[6] İstanköy’deki Musevi nüfus ve varlığı hakkında çok az bilgi olduğu için burada bahsetmek gereğini duydum.
[7] Bastıyalı, Mehmet; “Rodos ve Onikiadalar Tarihi”, 1999, İzmir.