Yunan Hükümeti tarihi binaları konu eden kanundan faydalanarak, 1830 yılından önce yapılmış ve halen içinde ibadet edilmeyen mescitlerin son zamanlarda artan turist akını karşısında Rodos Arkeoloji Müdürlüğü emrine verilmesi kararlaştırıldı.
Yunan Devleti, turizmi teşvik için çıkarılmış olan 1939 tarihli istimlak kanununda 1959 yılında değişiklik yaptı. Kanuna göre turistik tesis yapacak kimseler önce kamu topraklarını, yoksa özel kişilerin topraklarını kendi adlarına tescil edebileceklerdi.
Oniki Ada'nın tarıma elverişli olmaması nedeniyle, İtalyan işgaline kadar Oniki Ada halkını Batı Anadolu besliyordu. İkinci Dünya Savaşı olayları da bunu ispat etmiştir. Türkiye bu adalara yardım etmeseydi; halk, açlıktan kırılacaktı. Adalılar, bu savaşta çektikleri sıkıntıları unutmamaktadırlar.
Adalardaki halk ile Batı Anadolu Türkleri arasında ekonomik yönden yakın ve içten ilişkiler hüküm sürmekteydi. Türk yönetimine karşı hiçbir zaman çok ciddi boyutlarda bir ayaklanma veya ayrılma hareketi görülmemişti. Çünkü Türk yönetimi Rumlara hiçbir baskı ve zor göstermemiş, her türlü hürriyet ile serbestlik vermiştir.
Bugün Yunan Hükümeti'nin özel ilgisine rağmen, Oniki Adaların ekonomik gücü zayıftır.
Adaların ekonomik yönden Anadolu'ya bağlı olduğu gerçeği adalılarca da bilinmekte ve bu konuda zaman zaman önemli girişimler görülmektedir. Örneğin 1995 yılı Mayıs ayı içerisinde Yunanlı turizmciler, özellikle de Rodos'un yerel gazetelerinin başyazılarında, Türklere uygulanan gizli ambargonun kaldırılması gerektiği yazılmıştır.