Rodos’un fethinden sonra İstanköylü gayri müslimlerin bir kısmı şövalyelerle birlikte Girit’e göç ettiler. Bu durum adanın nüfusunun azalmasına neden oldu. Osmanlı Devleti adada boşalan nüfusu telafi etmek için bir nüfus politikası takip etti. Bu siyaset başka yerlerden adaya nüfus nakli idi. Osmanlı idarecileri aynı zamanda özendirme siyasetini güttüler. Adaya gelecek olanlara din serbestisi ve beş yıl vergiden muafiyet tanınacaktı[1].Fetihten kısa bir süre sonra 1530’larda Narence Kalesinin varoş kesiminde mevcut 18 mahallesinde yaklaşık 505 hane, 83 bîve (dul kadın) gayrimüslim vergi nüfusu (yaklaşık 2’600 kişi) vardı. Fetihten hemen sonra “gönüllü” olarak adaya gelip yerleştiği anlaşılan ve 79 hane vergi nüfusu (yaklaşık 400 kişi) olan Türkler ise, bir mahalle teşkil edecek şekilde kale içinde oturmakta idi. Bu Türk nüfus dışında kalede muhafız olarak 297 nefer vardı. Bu muhafızlarla birlikte, adanın fethinin daha ilk yıllarındaki Türk nüfus yaklaşık 700 kişiyi bulmaktaydı. Ayrıca 7 hane de Çingene mevcuttu. Bu yerleşişm yeri dışında adanın diğer yerleşim yerlerini Pili, Andimahya ve Kefalos kaleleri teşkil etmekteydi. 1530’larda Pili Kalesi’nde 8 mahalle, 498 nefer vergi nüfusu (466 hane, 32 bîve) ve 32 nefer Osmanlı Kale muhafızı; Andimahya’da 7 mahalle, 496 nefer vergi nüfusu (468 hane, 28 bîve) ve 20 kale muhafızı; Kefalos’da ise 4 mahalle, 220 nefer vergi nüfusu (216 hane, 4 bîve) ve 16 kale muhafızı vardı[2].1560 tarihli tahrir defteri İstanköy’deki nüfus hakkında bilgi vermektedir. Bu deftere göre, bu tarihlerde İstanköy’de büyük bir Türk-İslam topluluğu mevcut değildi. Sadece yetmişdokuz hanelik bir müslüman mahallesi vardı. İstanköy’de kalan gayri müslümler için “haraçgüzar illik kafiri” deniliyordu[3].1590’larda İstanköy’ün merkezindeki gayrimüslimlerin toplam vergi nüfusu 852 nefer idi. Bu vergi nüfusunun 817 neferi 17 mahallede oturmakta idi. Geriye kalan 35 vergi neferi, “yava” adı altında bilinen, iş bulmak gayesiyle dışarıdan gelen ve 10 yıldan fazla süredir burada oturdukları için, artık buraya kaydedilen kimselerdi. Adanın merkezinde oturan sivil Türkler ise 263 vergi nüfusuna sahipti. Bu nüfusun toplam 48 neferi, İbrahim Mescidi, kale civarında Ali Ağa Mescidi ve kale varoşunda Debbağhane Mescidi adıyla bilinen mahallelerde oturmaktaydı. Merkezde bu şekilde 3 Türk mahallesinin gözükmekteydi. Türk nüfusunun 215’i ise, daha önce “gönüllü” adı altında kaydedilen kimselerdi. Bunlar kalenin dışında ikamet etmekteydiler. Muhafızlarla birlikte adanın idare merkezi Narence Kalesi’nin toplam 4’000 civarında nüfusu vardı. Bu arada adanın diğer üç kalesindeki Pili’de 8 mahalle, 544 nefer vergi nüfusu ve 20 nefer kale muhafızı; Andimahya’da 7 mahalle, 486 nefer vergi nüfusu ve 48 nefer kale muhafızı; Kefaloz’ta 3 mahalle, 262 nefer vergi nüfusu ve 17 kale muhafızı mevcuttu[4]. Bu kalelerdeki sivil nüfusun en belirgin özelliği, kale varoşlarında oturmaları idi.1592-93 tarihli Rodos tahrir defterinde iki müslüman mahallesinden bahsedilir. Bunlar Debbağhane ve Ali Ağa mahalleleridir. Anlaşıldığı kadarıyla, XVI. yüzyıl sonlarına doğru adanın nüfus birazcık artmıştır. Bu artış uygulanan nüfus politikası sayesinde olmuştur[5]. Burada şüphesiz normal nüfus artışını da dikkate almak gerekmektedir.Adanın nüfusu XVII. yüzyılda oldukça gelişti. Evliya Çelebi adada onbir müslüman mahallesinin olduğunu belirtir[6].1711 tarihli Rodos tahrir defterinde Narince kalesi içinde 4, varoşunda 6 olmak üzere toplam 10 müslüman-türk mahallesi kayıtlıdır. 1711 yılında İstanköy Adası’nın nüfus ve iskân tarihi bakımından en önemli özelliği, şehre yakın Germe adıyla bilinen bir Türk köyünün mevcut olması ve Pili ile Andimahya kalelerinde sivil Türk nüfusa rastlanmasıdır.Narince kalesinin içinde dört müslüman mahallesi vardı. Bu mahallelerin isimleri şunlardı:Sandık Mescidi MahallesiŞuca Mescidi MahallesiSultan Süleyman Han Camii MahallesiHacı Paşa Mescidi MahallesiBunlar içinde en kalabalık olanı Şuca Mescidi Mahallesi idi.Kale muhafızları ile mahalle sakinlerinin toplam sayısı; 512 nefere ulaşıyordu. Bu rakam da yaklaşık 650 kişiye denk gelmekteydi.Nüfusun geri kalan kısmı Narançe kalesinin dış mahallelerinde (İstanköy varoşunda) yaşamaktaydı. Dış mahallelere “Lutça” mahallesi adı veriliyordu. Bu kısımda 21 mahalle vardı. Bunların altısı Türk-müslüman mahallesi idi. Bu mahallelerin isimleri şunlardı:Cami-i Atik MahallesiCami-i Cedid MahallesiMedrese MahallesiBozok MahallesiDebbağhane MahallesiVaroşun müslüman cemaatiBu mahalleler varoşun dışında yer almaktaydı. Bu mahalledeki müslümanlar 121 hane idi. Bu da yaklaşık 600 kişiye denk gelmekteydi.1711 yılında 53 nefer vergi nüfusu (yaklaşık 250 kişi) ile Deveci, Şüca Camii, Paşmakçı, Germe Kapusu adlı dört mahallesi olan Germe köyü ahalisinin “gönüllüyân” adıyla kaydedilmesi, bunların kendiliğinden buraya gelip yerleştiklerinin bir işaretidir[7].Gayri müslimlere (Gebran) gelince; 15 gayri müslim mahallesi vardı. Bu mahalleler hıristiyan azizlerin isimlerini taşımaktaydı. Bunlar;Aya YorgiAya DimitriAya YaniAya NikolaAya TodoriAya KonstantinAya ParaşkeviAya AndonAya AyastolAya OdetreAya PaskolaAya PanayaIstorozAhi Istradyo (İstiradio)Goryoniko, idi.Bu mahallelerden en kalabalık olanı Pareşkevi mahallesi idi. Bu mahallede 103 nefer (yaklaşık 520 kişi) meskun idi. Bu mahallede 103 nefer (yaklaşık 520) kişi meskun idi.Nefe-i İstanköy’ün bütün gayri müslüm nüfusu 292 nefer (yaklaşık 1460) kişi idi.İstanköy şehrinin toplam nüfusu 2’50 idi. Şehir nüfusunun %68’ini gayri müslümler, %32’ni müslüman-Türkler oluşturmaktaydı[8].Bu dönemde Batı Anadolu’daki geniş bir bölgede sakin olan Bozulus Türkmenleri’nden bazı grupların, İstanköy Adası’na da yerleştikleri görülmektedir[9].[1] V. Hadjiavasileau, İstoria this Nisou Ko, Kos, 1990, s.425; Ö.L. Barkan, “Bir İskan ve Kolonizsayon Metodu Olarak Sürgünler”, İ.Ü. İktisat Fakültesi Mecmuası, XI/1-4, Ekim 1949-Temmuz 1950, s.524-561; C. Orhonlu, Oniki Adada Türk Eserleri ve Türk Nüfusu”, Türk Kültürü, s:24, Ekim 1964, s.29.[2] BOA, TD, nr. 367, s.211-215.[3] M. Akdağ, Türkiye’nin İktisadi ve İçtimai Tarihi, II, Ankara, 1979, s.53-54[4] BOA, TD, nr.640, s. 137-182.[5] C. Orhonlu, Aynı makale, s.30.[6] Evliya Çelebi Seyahatnamesi, (yay:;Z. Danışman), XIII. kitap, İstanbul, 1971.[7] Prof. Dr. İdris Bostan; Ege Adalarının İdari, Mali ve Sosyal Yapısı, s. 140-141.[8] Tapu Kadastro Arşivi (Ankara), Nu.44, H.1123/1711 Rodos Mufassal Defteri. Dr. M. Kiel’e göre, adanın nüfusunun gelişimi takriben şöyle idi; 1528’de 10600, 1593’te 11100, 1710’da 7000, 1830’da 7200, 1905’de 13500, 1925’te 14000 ve 1972’de 17000 kişi idi. İstanköy nüfus bakımından Osmanlı İdaresi altında fazla gelişmemiştir. Buna karşın, Sönbeki adası daha kalabalık ve zengin hale gelmiştir. Yazar bu farklılığın Rodos’taki Osmanlı memurlarının İstanköy üzerindeki sıkı idarelerine bağlamaktadır. Osmanlı mültezimleri vergileri çok iyi tahsil ettiği için İstanköylüler çok fakirleşmişlerdi. Pek çok seyyah İstanköy’ün ikliminin sağlıksız olduğunu belirtmiştir. Ayrıca savaşlar ve veba, çok sayıda kimsenin ölümüne sebep olmuştur.[9] Kamil Su, Balıkesir ve Civarnda Yürük ve Türkmenler, İstanbul 1938, s. 36-38. |