Yurtdışı hiç bu kadar yakın olmamıştı. Yunanistan’ın Kos (İstanköy) adası Turgutreis’e 10, Bodrum’a ise 18 dakika uzaklıkta. Suyun öteki yanı bizden izlerle dolu. Bugünkü Yunanistan’ın topraklarına son katılan yerler olan ve Oniki Ada ya da Dodecanese olarak geçen adalar Kos (İstanköy), Rodos, Patmos (Batnoz), Leros, Kalymnos (Kelemez), Astypalaia (İstanbulya), Nisyros (İncirli), Tilos (Cilyaki), Simi (Sömbeki), Chalki, Kastellerizo (Meis) ve Karpathos’dan (Kerpe) oluşuyor. Türkiye sahillerine yakınlığıyla bilinen Oniki Ada 1912’ye kadar Osmanlı’nın, 1948’e kadar da İtalya’nın egemenliğinde kalmış. İkinci Dünya Savaşı’nı kaybeden İtalyanlar savaş tazminatlarının karşılığında adaları Yunanlılara vermiş. Bodrum’dan gözüken Kos’a vardığınızda 400 yıl süren Osmanlı döneminin izleriyle karşılaşıyorsunuz. Feribotların ve deniz otobüslerinin aralarında mekik dokuduğu bu iki yer çok sayıda ortak noktaya sahip. Tek fark dil ve bayrak gibi... Bizde sualtı müzesi olarak kullanılan Aziz Peter kalesinin bir benzeri Kos limanında karşılıyor sizi ama bizimki daha güzel! Limana girdiğinizde çok sayıda Türk bandıralı tekne görüyorsunuz. Kos Town olarak geçen ve adanın en büyük yerleşim yeri olan bölümde camilerin minareleri gökyüzüne uzanıyor. Dönerciler her köşe başında mevcut, sadece dönerin ismi gyro olarak değişmiş. Caddelerden birinin adı da Bodrum’un eski ismini taşıyor (Alikarnassou). Cep telefonunuzun şebekesini değiştirmeden Türkiye üzerinden konuşabiliyorsunuz. Esen rüzgar meltemden tutun, restorandaki karides güvece kadar bir sürü ortak kelime var. Hele balık isimleri tamamen aynı, kefal, levrek, barbunya, çipura, zargana, sinarit, uskumru, ton ve kolyos olarak mönüde sizi bekliyor. Cacık, revani, baklava, musakka da göze çarpan bazı ortak kelimelerden. Bu arada Türkçe konuşurken dikkatli olun, yer gök Türk dolu. HİPOKRAT’IN AĞACI Kos özellikle Hollandalı, İskandinav ve İngiliz turistlerin bol olduğu bir ada. Kalenin bir yanında plajlar uzanırken, arkasında da tarihi eserler bulunuyor. Loziya (Loggia) ve Defterdar camileri tüm zarafetleriyle meydanları süslüyorlar. Türk Vali Hacı Hasan’ın 1792’de yaptırdığı Loziya camiinin şadırvanının arkasında adaya damgasını vurmuş olan Hipokrat’ın Ağacı var. Modern tıbbın babası sayılan ve doktorların ettiği yeminiyle meşhur Hipokrat, 2400 yıl önce yaşamış, ağacın da onun tarafından dikildiği öne sürülüyor. Oysa yapılan araştırmalar ağacın sadece 560 yıllık olduğunu göstermiş! Rodos Şövalyeleri’nin Osmanlı saldırılarından korunmak için kullandığı ama Kanuni’nin ordularına yenik düşen kalenin yakınından küçük bir tren kalkıyor. Gidiş dönüş için 3,5 Euro verdiğinizde, 15 dakika içinde, sabah 08.15’ten-14.15’e kadar dünyanın ilk hastanelerinden biri olan Asklepieion’a bu trenle gidebiliyor, yolda da Türk Mahallesi Platani’den geçiyorsunuz. Tarihi Agora’nın (Pazar yeri) bitişiğindeki Eleftherias Meydanı’nındaki Defterdar Camii’nin yanında bulunan ve Yunan ile Roma uygarlıklarına ait eserlerin sergilendiği güzel bir arkeoloji müzesi var. Sanata ilginiz yoksa meydandaki kafelerden birinde oturun, burası tam piyasa yeri. Meydanın yanındaki sokaklarda çok sayıda alkollü içki satan dükkan bulunuyor. Yunanlılar da nazar boncuğu konusunda bizden aşağı kalmıyorlar. Her tarafta mavi boncuklar satılıyor. Adada en güzel ulaşım yolu bir moped ya da bisiklet kiralamak. Bodrum’dan gelen yolcuların vardığı Kos Town’dan Tigaki, Marmari, Zia, Kardamena, Kamari ve termal suların denize aktığı Thermes’e gidebilirsiniz. Yüzen Bahçe diye geçen Kos yeşili bol bir ada. Sahil kasabaları olan Tigaki ve Marmari plajlarıyla ön plana çıkan yerler, Zia ise Dikaios dağında yer alan yemyeşil bir köy. Bir zamanlar kendi halinde bir balıkçı kasabası olan Kardamena bugün kilometrelerce uzunluktaki plajlarına turistlerin akın ettiği gözde bir tatil beldesi. Kamari ada da bana göre en güzel plajların olduğu yer. Özellikle beyaz kumuyla meşhur Paradise plajını deneyin. Bir tepenin üzerinde yer alan Kefalos Kamari’ye çok yakın ve beyaz evleri ve tertemiz plajlarıyla dikkat çekiyor. Ege denizi Bodrum’u ve Kos’u birbirine bağlamakla kalmıyor, iki toplum arasında da bir köprü rolü oynuyor. Tatil için Ege’nin öbür tarafı da ideal. Unutmayın ağustos Kos’taki en güzel aylardan biri. ADADAKİ TÜRKLER VE BİZANS KAHVESİ! Kos’ta 30 bin civarında insan yaşıyor ve bunun yaklaşık yüzde 10’unu Osmanlı zamanından kalan Türkler oluşturuyor. Platani Türk Mahallesi olarak geçiyor, burada Neriman ile Mustafa’nın tavernasından tutun, ‘Geleneksel Türk Yemekleri’ sloganlı Memiş’in restoranına kadar karnınızı doyurabileceğiniz çok sayıda mekan var. Abarttığımı zannedeceksiniz ama mönülerde lahmacun, börek, İskender, Adana ve Urfa kebap da bulunuyor! Azime Teyze’nin yüzünde yılların söndüremediği bir aydınlık var. Tanışmamızın ardından ‘Bir kahve yapsaydım size’ diye ısrar ediyor. Sohbetin koyulaştığı bir anda İtalyanlara ait bir okulda okuduğunu anlatıyor. Yadigar Hanım da Türk kökenli. Soyadının neden Bourinaki olduğunu soruyorum. Buradaki Türklerin çoğunun Girit kökenli olduğundan dolayı Rumca soyadlara sahip olduklarını söylüyor. Adada Türk kahvesi yok; özellikle Kıbrıs olaylarından sonra adı Yunan kahvesi olmuş! İşin komik tarafı bazıları Bizans kahvesi diye bir isim de uydurmuş. Tek sorun zavallı Bizanslıların kahveyi yaşamları boyunca hiç bilmemiş ve tatmamış olmaları! NASIL GİDİLİR Kos’a her sabah 09.00’da Bodrum’dan feribot ve deniz otobüsü var. Aynı gün içinde gidip dönerseniz, fiyat deniz otobüsüyle 30, feribotla 25 Euro. Bodrum Express Lines (0252) 316 10 87, www.bodrumexpresslines.com. Adaya teknenizle geliyorsanız Murat Bey’in acentası Mouratti Tours’dan (+22420 25414, www.mourattitours.com) hizmet alabilirsiniz. Bu acenta her türlü turizm hizmeti veriyor, aynı zamanda diğer adalara gemi ve feribot bileti de satıyor. Diğer adalara gitmek için “www.12ne.gr” adresini de inceleyebilirsiniz. Limandan kalkan teknelerle günlük turlara da katılma imkanı da var. NEREDE KALINIR, YENİR Kos’ta kalabileceğiniz çok sayıda otel var ama V. Georgiou bulvarındaki Akti ve Triton otelleri kullanabilirsiniz. Akşam yemeği için adadaki en iyi restoranlardan biri Petrino Taverna. Sahibi güleç yüzlü Mihailis’in eski bir Türk evini restore ederek yarattığı restoranın bahçesi de çok güzel. Hoş bir müzik eşliğinde Grek salatası (Beyaz peynirli çoban salata), sarmısaklı karides ve ızgara somon yiyebilirsiniz. Yunan şarapları pek favorim değil ama Myhtos birası fena değil (+30-22420 27251 www.petrino.kosweb.com) Salaş ama yemekleri güzel bir balıkçı istiyorsanız sahilde Averof Caddesi’ndeki Nick the Fisherman’a gidin (22420 23098). Bu arada eski bir Türk hamamı da Kos’ta Hamam Oriental adıyla cafe ve bar olarak hizmet veriyor. | |