Vincenzo Maria Cornelli Vicenzo Maria Cornelli (1650-1718) tüm zamanların en iyi coğrafyacılarından biridir.İlk defa coğrafyacılar birliğini kurmuş ve Venedik Hükümeti kendisine bir kozmografici birliğinde bir oda tahsis etmişdir. İstanköy adasının bir haritası ve görünümü olan kitabı “Isolario” adı altında 1696 yılında basılmışdır. “Isolaria” Venedik, 1696. “Lango yada Stanchio yada Stanthio efsanelerde ve tarihte çok sık karşılaştığımız Kos adasıdır…” “İlk yerleşimciler buraya bir şehir inşa edip bu şehre ve tüm adaya kendi kralları olan Astypalea’nın adını veren Fenikelilerdir… Pliny buranın ilk kralın adı olan Meropis olarak adlandırıldığını iddia eder… Diğerleri Kos kelimesinin etimolojik kökünün ince doku anlamına gelen ve Kos kadınlarınca dokunan ince kumaşı simgeleyen Cau olduğunu rapor ederler. Ada Keos, Koos, Koo ve Kos olarak adlandırılmıştır. Bu isimler Pliny ve Strabo tarafından da zikredilmiştir. Daha önceleri nedeni açıklanmadan Nymphea da denilmiştir. Stephanos adaya belki de ilk yerleşimcilerinden sonra Karia da demiştir. Son olarak adaya şeklinde ötürü Lango denmiş ve bu isim ada Osmanlıların eline geçip denizcilerin vermiş olduğu Stanchio yada Stanthio ismi değiştirilerek İstence’ye çevrilmiştir… Bu ada Archipelagos bölgesinde Chios’tan sonra en verimli ve en fazla nüfus yoğunluğuna sahip olandır. Toprakları mükemmel hububat ve yağ, nadir bulunan şaraplar, incir ve diğer meyvelerin yetiştirilmesine müsaittir. Her türlü hayvan, vahşi canlılar ve kuşlar da bol miktarda bulunmaktadır. Kos çok iyi savaş atları da beslemiş ve eğitmiş olup bunlar Kral Süleyman’a da sunulmuştur… “ “Adada en önemli iki şehir olduğu düşünülmektedir. Birincisi, adaya ismini veren Stanchio “Antik Kos”, Rodos Metropolitine bağlı bir Rahibin makamı olup, doğudaki Cavalli burnundan 5 mil uzakta Drepana ile Knataria arasında yer almaktadır. Diğeri de adanın doğusunda Knidos’a yakın bir yerde bulunan Arangia’dır. Birincisi güçlü duvarlarla çevrilmiştir ve sadece Türklerin yaşadığı bir yerdir (Hıristiyanlar daha doğrusu Rumların gün aşırı kalmasına izin verilmektedir). Diğer şehirde ise birlikte yaşamaktadırlar. İkinci şehirde nüfus yoğunluğu fazladır ve çok güzel evlerinin yanı sıra, devlet ve özel binalar bulunmaktadır ve Rodos Şövalyeleri zamanında adanın başkenti burası kabul edilmekteydi. Türkler İstanbul’u aldığında, gözlerini imparatorluğun her yerinde gezdirmeye başladılar. Arangia adanın en önemli kısmı olduğundan, Rodos Şövalyeleri burayı güçlendirmeye karar verdiler. Güçlendirme 1451 yılında Amiral Querini[1] tarafından başlatıldı. Ancak 1457 yılında Türk donanması adayı kuşattı ve aldı. Daha sonra ada daha da güçlendirildi ve Antimachia kalesine 18,000 adam yerleştirildi. Ancak 20 gün sonra geri çekilmek zorunda kaldılar. Bununla birlikte Kos Osmanlıların kalbinde ve gözünde adeta bir taht gibiydi. Bu nedenle, 1464 yılında tüm silahları ile bir kez daha saldırdılar ancak 18 Ekim 1493 depremi adada bu barbar savaşçılardan daha fazla zarara neden oldu. Bu deprem Antimachia, Pyli ve Kefalos’tan çok az önce güçlendirilmiş olan Arangia’nın duvarlarını yerle bir etti. Harabeler altında kalan 5’000’den fazla ada sakini de depremde öldü. Bundan sonra Kos ve diğer adalar Türklerin eline geçti…“ “Bu adanın büyük kısmı düzdür ve verimliliğine katkıda bulunan bir çok küçük nehirle sulanmaktadır. Faestos Kos hakkında yazılar yazmış ve adını yüksek üzüm bağlarının ekili olduğu Ippo (?) bölgesinden alan Ippoco (?) şaraplarından övgüyle bahsetmiştir. Tarlaların üzerinde çok sayıda selvi ağacı yükselirken tepeler ve vadiler büyük çınar ağaçları ile gölgelenmektedir. Bu çınar ağaçlarının çiçekleri yere düşer ve iç kısımlarında kabuk oluşturan kurtlar[2] tarafından yenir. Bu kabuktan ipek üreten ve bundan ince kumaşlar yaparak giyen ilk kişi Plateas yada Plato’nun kızı Pamphili’dir. Adanın kadınları bu sanatlarını en mükemmel bir biçimde uygularlar ve son derece ince pamuklu kumaşlar örerler. Bu adanın toprağı çok sayıda çınar ağaçları büyütür. Thevenoth[3] gezileri ile ilgili hazırladığı raporunda gölgesinde 2,000’den fazla kişinin oturabileceği büyük bir çınar ağacından bahseder. Büyük ve geniş dallarını desteklemek için etrafına ince taştan kepenkler yapmışlardır ve bu kepenler altında ayakkabıcılar ve diğer sanatkarlar işlerini yaparlar; bir çok Türk eğlenmek için buraya gelir…” “Bir çok ünlü adamla birlikte bu adayı tapınakları, mabetleri ve yarı ilah kahramanları ile haklı bir üne sahip olan Aesculapius da dahil diğerlerinden daha meşhur olmasını sağlamıştır. Onun için Ascpelia olarak adlandırılan yıllık ziyafetler düzenlenmiştir. Asclepedias ailesinden gelenlerden biri de Hippocrates olup atalarından kendisine ölümlülerin hayatını uzatma ve hatta neredeyse mezardaki ölüleri canlandırma yeteneği miras kalmıştır. Renklere sanatı ile hayat veren Apellis de Kos’da doğmuştur. Bu ada aynı zamanda Gezgin Ariston, Şair ve filozof Epicharmos, Prolemeos’un büyük hatip ve değerli öğretmeni Philadelphes, Filitas ve birçok diğer ünlünün de doğduğu yerdir…”. [1] Frantino Quirini. Johannite amiral, Kos’ta yönetimde olan muhafızların komutanı (1436-1453). Quirini Neratzia kalesini ve köylerin surlarını güçlendirmiştir. [2] Çok iyi bilinen ipek dokumalarla ilgilidir. [3] 1653, henüz 20 yaşlarında yılında Ege’de seyahat eden Fransız gezgin. 1864 yılında Paris’te basılan “Relation d’un voyage au Levant” isimli kitabında 17 yüzyıl ortalarında Ege adalarının durumu hakkında önemli bilgiler vermektedir. Thevenot Kos’ta kalenin yakınındaki büyük ağaçtan (Çınar) bahsetmiş ve gölgesine 2000 kişinin sığabileceğini söylemiştir. Ağacın dalları bir çok taş sütun ve ağaç kirişlerle destekleniştir. Ağacın altında birçok dükkan bulunmaktadır: berber, kahvehane,.. | |